Siyaset

Siyaset
"Bir adamın herkese benzememesi için her şeyin yapıldığı bu aptal dünyada; herhalde imkansız diye bir şey yoktur gerçeğine sarılanlara da, düşmanca bakmak o derece abes kaçacaktır." Meral Meri

20 Ağustos 2013 Salı

BAZI ŞARKILAR RÜZGAR GİBİDİR

BAZI ŞARKILAR RÜZGAR GİBİDİR

Bana öyle geliyor ki senle ben biraz karışığız
İkimizinde yalnızlığı tıpkı amazon ormanları gibi fazla yağışlıydı
Ve ikimizinde birbirimize kanıtlamaya çalıştığı şeyler var
Tahmin edersin, hepside boş şeylerdi
İki savaşçıdan farkımız yoktu.
Bilirsin, karanlık gibiydik...

Bana öyle geliyor ki senle ben biraz uçarıyız
Tıpkı kanatları  henüz açılmamış şahin yavrusu gibi
Biraz korunmaya ihtiyaç duyarak
Ve nazlanarak birbirimize dönüşlerimiz de olurdu.

Bazı şarkılar rüzgar gibidir
Sırtını ona dayarsın
Yüzünü okşar ve seni uçurur
Tahmin edersin,bu genelde dünyan tersine dönünce
Güç doğuşuna benzer...
Ve yürürsün başını sağa sola sallayarak
Yüzünde aptalca bir gülümseme olur
Sonra dudaklarını ısırırsın
Bu bazen olur.
Seninle her yolumuz ayrıldığında
Birbirimize dönmeden bunu yaşardık.

Bana öyle geliyor ki senle ben biraz aşıktık
Biraz karışık.
Biraz biz
Ve sanırım birazda şarkıydık dilimizde.

Meral Meri




INGEBORG BACHMANN


Çok Anlamlı Olabilirdi

Çok anlamlı olabilirdi: tükenmekteyiz,
gitmek zorundayız, çağrılmadan geliriz.
Ama konuşmak ve anlaşamamak,
ve bir an bile kavuşamayan ellerimiz,

yıkmakta bunca şeyi: kalıcı değiliz.
İlk adımlarımızı korkutur yabancı işaretler,
bir çarpı işareti parçalar bakışmaları,
istenen, yalnızlıklarda eriyip gitmemiz.

INGEBORG BACHMANN

BADEMLERDEN SAY BENİ

BADEMLERDEN SAY BENİ

Say bademleri,
say acı olanı, uyanık tutanı say,
beni de onlara kat:
Gözünü arardım hep, gözünü açtığında,
sana kimselerin bakmadığı bir anda,
örerdim ya o saklı, o gizli ipliği ben,
ki onun üzerinde tasarladığın çiy'in
testilere doğru kaydığı bir zamanda,
yüreğe varamamış öz bir sözle korunan.
Ancak böyle varırdın adına, senin olan,
şaşmaz adımlarla kendine yürüyerek,
savrulurdu çekiçler sanki bir çan kulesi
boşluğundaymış gibi senin suskunluğunun.
Ölmüş olan o şey senin koluna girer
ve işittiklerin de seninle birleşirdi,
üç olup giderdiniz geceyi katederek.
Beni de acı yap, acı yap beni.
Bademlerden say beni.


PAUL CELAN

BİR KIŞ AKŞAMI * Georg Trakl

BİR KIŞ AKŞAMI * Georg Trakl
Pencereye kar düşünce
Çalar akşam çanı uzun,
Evi düzen içinde
Hazır sofrası çoğunun.

Gezgin-göçebe kimi de
Gelir karanlık yollardan kapıya
Toprağın serin özsuyu
Açar altın, kerem ağacında.

Yolcu girer içeri sessiz,
Eşiği taş yapar acı.
Duru aydınlıkta, sofrada
Ekmek, şarap parıltısı.

Çeviri: Behçet NECATİGİL

Siz tanıklar - Nelly Sachs

Siz tanıklar
öldürmüşlerdi sizin bakışlarınız altında
arkasında bir bakışı duyar gibi
duyarsınız sırtınızda
ölülerin bakışını

Kaç sönen göz dik dik bakacak size
gizlendiğiniz yerden çıkıp bir menekşe koparacağınız zaman?
Kaç kalkmış el yalvarmak için
birbirine karışmış dallarının arasında
yüzyıllık meşelerin?
Hangi anın ağırlığı boy atıp büyüyor kanında
batan güneşin?

Ey şarkı söylemeden beşik sallayan kadınlar
kumrunun gececil ötüşünde
Pek çoğu taşıyabilirdi yıldızları
Ve şimdi yaşlı çeşmedir
bu işi onun yerine yapmak zorunda olan

Siz tanıklar
öldürücü bir el kaldırmadınız
ama kurtulamayacaksınız vatan özleminden
toz,
Orada durmadasınız, tozun ışığa dönüştüğü
yerde.

Nelly Sachs

2 Ağustos 2013 Cuma

"Bana tek bir kelime armağan et ama hiç boş olmasın içi ve dışı."

.../Meral Meri
Ruhunuzu eniyi zenginleştirecek şey; tamamiyle kendimizi tanımaktan geçer..!"

.../Meral Meri
 "Hayatı kovalayamazsın ki: o hep bizi esir alma peşindeydi
Halbuki ben, esirdim onda.
O farkında değildi..!"

.../Meral Meri
İranlı Şair

Yanık sesi duyulurmu dersiniz?
Ülkeler ve o ülkelerin çocuk zihinleri,
Duyarmı çaresizliğimi?
Ben İranlı şair
Az ve öz konuşan,
Çocuk mürekkepi sunuyorum size;
Size sizsizliğinizi;
Unutulmuşluğunuzu hatırlatmakla hükümlüyüm...
Ben gururlı bir şair,
Varım yoğum siz sözcüklersiniz;
Harfler dans ediyor baş ucumda,
Yanık bir türkü gibisiniz,
Hani az uyuyan cinsinden,
İranlı şair aşık olmuş;
Olmuşta yolcu dolmuş içime,içinize
Akıyor kanlar hep;
Hep ölüyor en fakirimiz,
Pencere kenarında hasretten ağır bir bekleyiş;
Ağıt bir bekleyiş, ağır adımlarla geliyorlar;
Ağır kan yüklü bedenler,
Kopuyor bir çığlık,
O bir ana gözyaşı...
İran sokakları yanıyor,
İran al gelin olmuş,
Hurmalar dağıtılıyor meydanlar boşken..!
Yardım,yardım,yardım sesi yükseliyor;
En bilgili başımıza,
İranlı şair Umman açıklarında tayfa,
Üzerime geliyor Hazar denizi;
Hiç bukadar boğulmamıştım,
Ve hiç bukadar ben olmamıştım siz de,
İran bukadar yastaiken,
Ben hiç bukadar,
Karalar bağlamamıştım şiirlerime,
İranlı şair diyorki,
Ülkeler kardeşlikten öteye geçmeli,
En az kırmızıyı gördüğümüz kadar;
Beyazı görmeyi bilmeli kendin de.
__Şair Meral&Meri__
/26/11/2011/

Her gün bir yerden göçmek ne iyi!
Her gün bir yere konmak ne güzel!
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi, yeni şeyler söylemek lazım.

HZ. MEVLÂNÂ/Rumi
Ruhum karanlıklar içinde kalmış sevgilim
Aşk benden utanıyor gibi
Beni yüzüstü bırakıp gitti...

Hiç bir bakış bu denli canımı yakmamıştı daha önce,
Milyonlarca yağmur tanesinden
Sıyrılıp üstüme düştü.
Gökyüzü benden umudu kesmişti.
Güneş uzayın derinliklerine doğru yola çıkmaya hazırlanıyordu.
Tüm kentin düşleri bozguna uğramıştı.
Boğuluyorudm sandım.
Bi an hiç bitmeyecek bir kanamayla karşı karşıya kalmak,
Allah-ım ne büyük bir ıstıraptı, kendimce elemler içinde yüzüyordum...
Bazı hayatlar hiç bağışlanamazmış gibi
Öldürülüyordu...

Meral Meri




"Yalan sanılan her şey, açık bir şekilde masumluğu yansıtır.
Onun adı: " İyi bak, ben burdayım."gerçeğidir.

[Meral Meri]
BİZİM KRALLIK

Biraz hüzün gibisin,
Ve birazda su...
Var olma peşinde, bir perisin bana göre.
Ölmek için bir  kralık yıkılmaz...
Yaşamaksa o başlı başına bir sanat...
Sen yokuş çıkıyorsun,
Bil ki; bende sana doğru.
Aşk için kuşların kanatlarına ihtiyacım yok.
Gönderdiğin mektup melodileri yeterli...
İmkansız görünen her şey ,çok basittir.
Onun için imkansızlık hayatımda bir nokta yer tutar...
Vadiyi aşan kelebeklerden farkın yoktu,
Az biraz uçarıydın. Ama olsun.
Sana yakışıyordu.
Ben değildim.  Buda bana yakışıyordu.
Ve birbirimizi tamamlıyorduk.
İşte böyle bir krallık kurduk biz.

Meral Meri
BİR KİTAP SÖZ

Üstüm başım insan hatası...
Ve gaybım sokak celladı...
Ne erişir söz kemale;
Ne de erleşir meydan harbinde...
Vakitsiz ötme ey horoz!
Seninde dilin lal olur ben gibi
Eyledim gülü bir kitap söz ile,
Dili uslansa; eli el eder, uslanmaz ki öz...
Öz dedik de çözüldü dilin bağı bir kopça misal.
Vatan dedik, paşalar gibi düştü asamız...
İmdadı bekleyen bir ay misali,
Yergiler düştü üzerimize.
Güneşe gel dedik, az beri.
Sen avutursun aç ibda eyle bizi.
Gönül neşretmek ister gül goncam,
Sönsün mü kalbimin feneri..?

Meral Meri
...
“Tüm odalar zifiri karanlıksa ben neden yüzünü apaçık görüyorum.”

...

[Meral Meri]
"Vardım sandım
Ben mutluluğa.
Meğer eskitememişim
Ben yalnızlığı…"

[Meral Meri]
KARA BAHÇEM

Şimdi elimde ne kaldı, diye düşünüyorum.
Kuru bir yalnızlık mı sadece?
Bu aşk değildi apaçık belli.
Aşk can demekti.
Kalp düşse, eğilip almak demekti.
Erimek aşk için,
Eyvallah demekti.
Yalnız aşk, birinin yanması değildi.
Hemde boş yere...
Hiç bir şey, boş yere değildir muhakkak.
Mutlak bir nedeni ,sebebi mevcuttur.
Bunu yalnız  Rahîm  bilir...
Üzüldüğüm, aşkın kendisi değil;
Yaşanmışlığı hiç değil.
Aşk kalple nakışlanıyorsa,
Akıl ile aşkı fark etmek gerek...
Bu ikiside olmuyorsa,
Manasız dalıp giden gözlerin, ne anlamı olabilir?
İnsanlar yaşamı basitleştirmiş;
Doğruyu ve yanlışı, ayırt edemez hale gelmiş.
Ya da biliyorlar da, alışkanlık mı olmuş?
Bozmayalım mı diyorlar?
Ümitsiz değilim aşka.
Ne insanlığa kırgınım, nede öfkeli.
Üzülüyorum yalnızca!
Yaşamak güzel şey be kardeşim!
Güzel şey, yaşatmak birini.
Bir gün, bir yerde,
Aniden kalabalıklar içinde ölürsem eğer;
Biliniz ki: vasiyetimdir, tüm bedenim.
Yaşamak için çabalayanlara...
Gidip geliyorum, bir yere bir şeylere.
Ama yetmiyor, uzanamıyorum.
Çünkü bir kulum,aciz ve çaresizce dolanıyorum.
Ne bir yön, ne bir istikamet var.
Yalnızca bir arayış
Rahman ve Rahim olan Allah'a  hamdolsun ki:
Arayışım ,buluşum,buluşmam gene onadır.
Amma... Mevzu bu değil.
Derdim tasam, kendimle olan kavgamdır.
Yani dostlarım ,benim kaybım kendime.
Onun için, iç yanışlarım olur sayfa sayfa,
Kül kül, gece hüzün gibi  Arafatta.
İçmezsem Medine sularından, derdime ne çare.
Ben ıslah olayım ki:
Kanıyorum. Kıpkırmızı değil,
Simsiyah bir bahçe gibi
Vakit gelirse ecele ,etsemde bin tövbe ne çare.
Bulamamışsam eğer, kayıp kent beni,
Kalacağım o vakit siyah bahçemde.
Yaradana Hamd Olsun!
Derdime bir çare.
Müşküle zalim eli değmez imiş.
Banada değmesin o zalimlerin şerri.
Çünkü faydam yok kendime,
Biliyorum, geçici bir vaziyet hakim bende.
Ama olsun ,arada bir yokluyor ihtiyar kara bahçem.
Başka başka, başakları anlatır da gönül;
Gelince kendine, kuru bir ağaç olur.
Hal böyle olunca; çatı da dam da düşman olur.
Zenginler vardır, onlar zenginlik içinde kaybolur.
Fakirler vardır ,onlarda yokluk içinde umudu bulur.
Bende fakirim, hemde öyle bir fakir ki:
Eminim, benim gibiside çoktur.
Kendime fakirim ey dost! Kendime.
Bir gelebilsem, ah kendime!
Ne düğüm, ne düşmanlık kalacak bende.
Böyle iç durumlarım olur ,olmasıda gerek.
Çünkü olmazsa,
İnsan kendiyle yalnız, yapayanlız kalır da hayıflanır.
Böyle bir tren yolculuğu yaparım kendime,
Arada bir çıkarım yola ,ne uzun ne kısa.
Varoluşumdaki mana, yaşama gücü verir bana.
Ey güzel dostlarım!
Arada da siz gelin buyurun bana.
Bir harf isterim yalnızca...
Bırakıverin başucuma,
Bende ereyim muradıma.

Meral Meri

Ümit Yasar Oguzcan kendi sesinden intihar eden oglu Vedata Galeta Kulesi