Sevgili küçük dostum!
Sana küçük ölümlerin
Büyük büyük yaşama tutunabildiğini anlatmak istiyorum;
Kaybedebildiğin bütün aşklar için.
Sarışın yollar tasvir ediyorum zihnimde:
Sarışın mı sarışın yollar,ıssızlaşan yollar,
Giderek karanlığa ait kalabilen yollar
Şikayetsiz kalemler gibi...
Sözcüklerin ağızdan çıkmama hali ,ve mecalsiz ,suskun yollardan.
Bilirsin ki; insan yorulur bazen-
Bazen hep yorulursun;
Uğruna değecek yorgunlukların olmayınca,yorulabilir insan.
Bu şu demektir: yeşil yolların bitmiş, sarışın yolların bitmiş, siyah yolların bitmiş,
geriye bir tek beyaz yolun kalmış demektir.
İnsanın renkleri deneme tahtası olmamalı öyle değil mi,küçük dostum?
Her şeyi deneyerek yaşam sıkıcı ve boş ve çabuk tüekniştir.
Bunu değiştmek istiyorum,şimdi,hiçbir yolu kalmayan biri için belki gereksizdir.
Benim bir -iki yolum olmalı diye düşünüyorum,ne dersin?
Sen de hep susuyorsunnn!
Sana bir sır vermek istiyorum: en çok güldüğüm zamandan ziyade, en çok üzüldüğüm zaman aslında benimdir.
(Herkes gibi,yani.)
Gülüşümün altında veyahut üstünde ,ya da sağında ,ya da solunda ...ya da önünde ,ya da arkasında; sadece umutsuzluk ıssızlığı vardır.
Ve o asla yeşermez.
Yine de çocukluğum kadar sarılabilirim rengime,yoluma,sonuma.
Gülümseyebilir,ağlayabilir,ve hoşçakal diyebilirim ama yalnız çekiciliğime...
Özümseyebilir,aldanabilir,aldatabilirim; çünkü kendime saygım yüksek sadakattir!
Bir rüya alemine dalabilirim,en zirveye çıkıp bir anda aşağıya doğru kendimi koşar bulabilirim.
Rüyalarımda genelde böyleyimdir, zirveleri severim ama aşağıya ait olduğumu gayet paramparça bilirim.
Salyangozdaki yosunların anlamını anlatmak için geldim: Başlangıç renginin ve sonraki renkleri yerinde yaşaman için...
Bazılarımız bunu beceremiyor,ama onlar da boş gitmiyor demek için...
İnsanoğlu her yerde her şartta nefes alma gücüne-güçten dolayı sahiptir demek için geldim.
Zaten insan seni görünce sevgili dost,yağmur sonrası erimediğini anlıyor...
Meral Meri /Salyangozdaki Yosunlar /Sevgili Küçük Dostum
16.10.16.İstanbul