"Hayatınız yardıma muhtaçtır."
Bilselerdi yaşamak uğruna defalarca ölündüğünü...
Anlarlardı;
Hayatın başlı başına bir trenden ibaret olunduğunu.
Ama nasıl anlamasınlar ki;
Vagonlar hep yan yana dizilmişti.
Bizim şeftali ağacı derdini sürekli anlatıyordu.
Bir filozof bir gün şöyle demişti:
Karnım ve ruhum daima açtır; yardımsız ne karnımı ne de ruhumu doyurabilirdim.
İşte o hesap;
Mahallemizin mürekkep yalamış Nilgün hanımı bile kayıptı bunlar olurken.
Yağmur şimdilik aralıklarla çiseliyordu.
Ama yakındır gök gürültüsü ve sağanak.
Bana kalsa çoktan geldiler;
İçimize değin yerleştiler.
İliklerimden ve ıslanmaktan çok öte bir şeydim, artık desem...
İnanın ki yeriydi.
Hangi halt yemişlik değişecektir bu noktada bilmem.
Fakat trenleri ve kedileri iyi biliyordum...
İçlerinden biri bir gün şöyle yapmıştı;
Gerilip de şöyle bir basamağa atınca bir ayağını...
Dünyanın karşısında güçlü durabilirdi...
Asil ve dik bir şekilde.
Evet, bir kedi bunu binlerce kez yapabilirdi.
Öte yandan yuvasından düşen bir karga, ailesinin desteği olmadan büyüyemezdi...
Büyümek ne kelime, asla büyünmezdi.
İnsanoğlu da kurumlanmasın boşa...
Unutmasınlar!
İstikbal verilmeden gelecek kurulmaz.
İçimizde bunu en iyi inşaatçılar bilir.
İşte o hesap,
Kül gibi olmak lazımdır.
Aksi halde şu manzara bizim yanımızda dolanır durur ömür boyu;
Siyah , uzun, sert ,kara sedyeler
Onlar ki; yaşama ve ölüme hizmet ederler...
Ama beden gücüyle tabi.
Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Kül Hesabı
02.06.20.İst.