Biliyorum, sen bugünlerde sislerin arasında kaybolmuş bir yusufçuksun.
Biliyor musun, ben de senin gibiyim;
Ayaklarım çıplak yürüyorum o köprüye doğru...
Belki yan yana gelebiliriz diye, nefesimi tutup öyle yürüyorum.
Biliyorum, ellerinde sonbahar yapraklarının o hüzünlü dalgalanması var.
Ve bu sisin içinde tıpkı benim gibi, sen de bir iyilik perisi arıyorsun.
Ama onların kanatları çok önceden kırılmıştı.
Sen bunu hatırlamıyorsun.
Kim bilir belki de onlar öldüler şimdi.
Belki de bizim gibi sadece sislere ve köprülere sahiptiler.
Bunu bilemeyiz küçüğüm.
Ama güneşe inanman anlamına geliyor tüm bunlar.
Biliyorum, bu çok karışık, küstah ve şımarık bir çağ.
Keşke keşke, yeniden o fakirliğin kavuşturma gücüne sahip olsaydık.
Böylelikle sisler dağılır ama köprü kalırdı aramızda.
İşte küçüğüm, işte ben bundan dolayı çıplak ayakları seçtim senin uğruna.
Biliyorum, sen bugünlerde sislerin arasında kaybolmuş bir yusufçuksun.
Ve en sevilen Japon çiçeğisin dolaşan aramızda.
Yaşamaya devam et küçüğüm- sen yaşamaya hürriyetle devam et!
Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde /Kiraz Çiçeği
05.11.20.İst.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder