Yoktu benden doğan yeni bir şey.
Onları yazdıkça deli oldum.
Yaşadıkça öldüm.
Bugün başım yine karanlıkta.
Dedi ki, bayırın yosması: Bu manzara tam sana göredir, gitme!
Selam söyle o geline!
Çünkü vardır onların her şeyi.
Derken bir çocuk çıktı ortaya; elinde çiçek saksılarıyla.
Mesajı çok açıktı: Geldiğin yere döneceksin!
Haset nedir bilmezdi.
Bu duygu ona yabancıydı.
Tanrı'nın yanında rahattı.
Böyle şeyleri düşünmesine gerek yoktu.
Ama dedi ki, o bayırın yosması: para benim sıcacık yorganımdan daha tatlıdır
bu serbest piyasada.
Herkes biliyordu; bu mahlukat için güneş tersten doğardı dünyada.
Herkes avukattı, herkes savcı, herkes yargıç.
Ama kimse adalet değildi bu dünyada.
Onlar ki, kendilerini dahi kandıran bi düzine asalak sürüsü.
Dedi ki, bayırın yosması: Ben burada oldukça, yeni iyi bir şey söz konusu değil.
Dedim ki, ben ona: Ben var oldukça sen hazır ol da bekle, çünkü rahat yüzü yok bu dünyada...
Ne sana , ne bana...
Bir çözümsüzlüktür bu dünya.
Ey bayırın dürzüsü!
Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Tablodaki Kâbus
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder