Rüzgarın içinde bir oyun bahçesi vardı...
Söğüt dallarıyla çevrelenmişti.
Ben, cennetim ve cehennemimle orada duruyordum hep.
Yağmurların düşürdüğü kavak yapraklarını topluyordum.
Oradayken yaşın hiç önemi yoktu düşmanlık için.
Görebildiğiniz her şeyde hercai vardı.
Bu yüzden sonbaharın kozalakları hep üşüyordu.
Kiraz çiçeklerinin, kiraz çiçeği olamadığı yerde...
Eriklerin de erik olması zaten beklenemezdi.
Ben o rüzgarın içinde oyun oynamayı öğrenemedim.
Ama hala yaprak toplamayı biliyorum...
Doğabildiği kadar gerçek...
Ölebildiği kadar hür.
Meral Meri/ Eski Yel Değirmeninden Notlar / Rüzgarın İçindekiler
09.08.21.İst.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder