KARA BAHÇEM
Şimdi elimde ne kaldı, diye düşünüyorum.
Kuru bir yalnızlık mı sadece?
Bu aşk değildi apaçık belli.
Aşk can demekti.
Kalp düşse, eğilip almak demekti.
Erimek aşk için,
Eyvallah demekti.
Yalnız aşk, birinin yanması değildi.
Hemde boş yere...
Hiç bir şey, boş yere değildir muhakkak.
Mutlak bir nedeni ,sebebi mevcuttur.
Bunu yalnız Rahîm bilir...
Üzüldüğüm, aşkın kendisi değil;
Yaşanmışlığı hiç değil.
Aşk kalple nakışlanıyorsa,
Akıl ile aşkı fark etmek gerek...
Bu ikiside olmuyorsa,
Manasız dalıp giden gözlerin, ne anlamı olabilir?
İnsanlar yaşamı basitleştirmiş;
Doğruyu ve yanlışı, ayırt edemez hale gelmiş.
Ya da biliyorlar da, alışkanlık mı olmuş?
Bozmayalım mı diyorlar?
Ümitsiz değilim aşka.
Ne insanlığa kırgınım, nede öfkeli.
Üzülüyorum yalnızca!
Yaşamak güzel şey be kardeşim!
Güzel şey, yaşatmak birini.
Bir gün, bir yerde,
Aniden kalabalıklar içinde ölürsem eğer;
Biliniz ki: vasiyetimdir, tüm bedenim.
Yaşamak için çabalayanlara...
Gidip geliyorum, bir yere bir şeylere.
Ama yetmiyor, uzanamıyorum.
Çünkü bir kulum,aciz ve çaresizce dolanıyorum.
Ne bir yön, ne bir istikamet var.
Yalnızca bir arayış
Rahman ve Rahim olan Allah'a hamdolsun ki:
Arayışım ,buluşum,buluşmam gene onadır.
Amma... Mevzu bu değil.
Derdim tasam, kendimle olan kavgamdır.
Yani dostlarım ,benim kaybım kendime.
Onun için, iç yanışlarım olur sayfa sayfa,
Kül kül, gece hüzün gibi Arafatta.
İçmezsem Medine sularından, derdime ne çare.
Ben ıslah olayım ki:
Kanıyorum. Kıpkırmızı değil,
Simsiyah bir bahçe gibi
Vakit gelirse ecele ,etsemde bin tövbe ne çare.
Bulamamışsam eğer, kayıp kent beni,
Kalacağım o vakit siyah bahçemde.
Yaradana Hamd Olsun!
Derdime bir çare.
Müşküle zalim eli değmez imiş.
Banada değmesin o zalimlerin şerri.
Çünkü faydam yok kendime,
Biliyorum, geçici bir vaziyet hakim bende.
Ama olsun ,arada bir yokluyor ihtiyar kara bahçem.
Başka başka, başakları anlatır da gönül;
Gelince kendine, kuru bir ağaç olur.
Hal böyle olunca; çatı da dam da düşman olur.
Zenginler vardır, onlar zenginlik içinde kaybolur.
Fakirler vardır ,onlarda yokluk içinde umudu bulur.
Bende fakirim, hemde öyle bir fakir ki:
Eminim, benim gibiside çoktur.
Kendime fakirim ey dost! Kendime.
Bir gelebilsem, ah kendime!
Ne düğüm, ne düşmanlık kalacak bende.
Böyle iç durumlarım olur ,olmasıda gerek.
Çünkü olmazsa,
İnsan kendiyle yalnız, yapayanlız kalır da hayıflanır.
Böyle bir tren yolculuğu yaparım kendime,
Arada bir çıkarım yola ,ne uzun ne kısa.
Varoluşumdaki mana, yaşama gücü verir bana.
Ey güzel dostlarım!
Arada da siz gelin buyurun bana.
Bir harf isterim yalnızca...
Bırakıverin başucuma,
Bende ereyim muradıma.
Meral Meri
Şimdi elimde ne kaldı, diye düşünüyorum.
Kuru bir yalnızlık mı sadece?
Bu aşk değildi apaçık belli.
Aşk can demekti.
Kalp düşse, eğilip almak demekti.
Erimek aşk için,
Eyvallah demekti.
Yalnız aşk, birinin yanması değildi.
Hemde boş yere...
Hiç bir şey, boş yere değildir muhakkak.
Mutlak bir nedeni ,sebebi mevcuttur.
Bunu yalnız Rahîm bilir...
Üzüldüğüm, aşkın kendisi değil;
Yaşanmışlığı hiç değil.
Aşk kalple nakışlanıyorsa,
Akıl ile aşkı fark etmek gerek...
Bu ikiside olmuyorsa,
Manasız dalıp giden gözlerin, ne anlamı olabilir?
İnsanlar yaşamı basitleştirmiş;
Doğruyu ve yanlışı, ayırt edemez hale gelmiş.
Ya da biliyorlar da, alışkanlık mı olmuş?
Bozmayalım mı diyorlar?
Ümitsiz değilim aşka.
Ne insanlığa kırgınım, nede öfkeli.
Üzülüyorum yalnızca!
Yaşamak güzel şey be kardeşim!
Güzel şey, yaşatmak birini.
Bir gün, bir yerde,
Aniden kalabalıklar içinde ölürsem eğer;
Biliniz ki: vasiyetimdir, tüm bedenim.
Yaşamak için çabalayanlara...
Gidip geliyorum, bir yere bir şeylere.
Ama yetmiyor, uzanamıyorum.
Çünkü bir kulum,aciz ve çaresizce dolanıyorum.
Ne bir yön, ne bir istikamet var.
Yalnızca bir arayış
Rahman ve Rahim olan Allah'a hamdolsun ki:
Arayışım ,buluşum,buluşmam gene onadır.
Amma... Mevzu bu değil.
Derdim tasam, kendimle olan kavgamdır.
Yani dostlarım ,benim kaybım kendime.
Onun için, iç yanışlarım olur sayfa sayfa,
Kül kül, gece hüzün gibi Arafatta.
İçmezsem Medine sularından, derdime ne çare.
Ben ıslah olayım ki:
Kanıyorum. Kıpkırmızı değil,
Simsiyah bir bahçe gibi
Vakit gelirse ecele ,etsemde bin tövbe ne çare.
Bulamamışsam eğer, kayıp kent beni,
Kalacağım o vakit siyah bahçemde.
Yaradana Hamd Olsun!
Derdime bir çare.
Müşküle zalim eli değmez imiş.
Banada değmesin o zalimlerin şerri.
Çünkü faydam yok kendime,
Biliyorum, geçici bir vaziyet hakim bende.
Ama olsun ,arada bir yokluyor ihtiyar kara bahçem.
Başka başka, başakları anlatır da gönül;
Gelince kendine, kuru bir ağaç olur.
Hal böyle olunca; çatı da dam da düşman olur.
Zenginler vardır, onlar zenginlik içinde kaybolur.
Fakirler vardır ,onlarda yokluk içinde umudu bulur.
Bende fakirim, hemde öyle bir fakir ki:
Eminim, benim gibiside çoktur.
Kendime fakirim ey dost! Kendime.
Bir gelebilsem, ah kendime!
Ne düğüm, ne düşmanlık kalacak bende.
Böyle iç durumlarım olur ,olmasıda gerek.
Çünkü olmazsa,
İnsan kendiyle yalnız, yapayanlız kalır da hayıflanır.
Böyle bir tren yolculuğu yaparım kendime,
Arada bir çıkarım yola ,ne uzun ne kısa.
Varoluşumdaki mana, yaşama gücü verir bana.
Ey güzel dostlarım!
Arada da siz gelin buyurun bana.
Bir harf isterim yalnızca...
Bırakıverin başucuma,
Bende ereyim muradıma.
Meral Meri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder