Bana "Doğumla açan çiçekler gibisin" derlerdi.
Bu yüzden bana unutulmuşluğu hatırlatıyorsun-
O yanlış yerde durmayı ve övünecek hiçbir şeyimin olmadığını...
Ve isyan etmemem için ninnilerle beni kandırıp uyutmayı...
Ve yeniden yeniden yenilmeyi hatırlatıyorsun bana.
Ne garip!
Küçük kiremitleri, kurum dolu o bacaları ve yılların yıldızlar biriktirdiğini nasıl da unutmuşum.
Kır çiçeklerinden yaptığım o tacı- bugün böylece başımdan çıkarıp attım yere!
Krallara, çıplaklara, açlara, toklara inanmayı bıraktığım gibi.
Doğama uygun bulmadığım o yaban otlarımı nasıl söküp attıysam içimden, öyle yaptım bunu.
Hiç ama hiç acımadım kendime.
Kasvetimden böylece büsbütün arındım.
"Kazanmanın sırrı adil olmakta değil, alçak olmakta saklıdır!" diyen o yabancıyı nasıl da unutuvermişim.
Böylelikle inanmayı bıraktım çocukluğunuza.
İyi de yaptım; belki yaptığım tek ama en iyi şey buydu burada.
Bundandır; doğumla açıp hemencecik ölmem orada aşka.
Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Direngi
18.09.20.İst.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder