Yaşlı bir meleğin fısıltıları arasında dolaşırken...
Tıpkı bay Vilmorin gibi,
Veya bir Kestane Kargası gibi;
Kendimi genellikle o sonbaharda görürdüm.
Yaşlı süpürge otu tohumları arasında yürümek böyle bir şeydir çünkü.
Çünkü aşk size bir mide bulantısı kadar yakındır.
Ama ısrarla bize kalbimizi öldürenleri sevmemiz öğütlenmiştir.
Çağın bir önemi yoktur, yılın bir önemi yoktur, ayın bir önemi yoktur.
Hayat, o günden başka bir şey değildir çünkü.
Epik bir şiir okumak da buna dahildir.
Ve eğer ahşap oyuncaklar arasındaysanız, işiniz daha da kolaydır.
Ve bir köpeğiniz varsa, ve eğer bir kediniz varsa, ve eğer bir muhabbet kuşunuz varsa...
Ve hatta birkaç çocuğunuz varsa, şiir okumak daha da kolaydır.
Bay Vilmorin bunu bildiği için midir, bilinmez ama...
O her sabah dostu olan o yaşlı çam ağacıyla sohbet etmeyi severdi.
Hatta ölüme gülümseyebilenleri daha çok severdi.
Bu nedenledir ki; bazen bir fısıltı bile herhangi bir ezik savaştan daha merhametlidir.
Bu nedenledir ki; her şey olması gerektiğinden daha parlaktır.
Günün tatlı sofrası bunu öğütlemez, ama yaşamanızı diler.
Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Günün Tatlı Sofrası
20.03.22.İst.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder