Beyaz ipim kalmamıştı;
Yoksa bilirsin o beyaz söküğü
Su çiçeğiyle dikerdim ben.
Ki böylece arı duru bir duruşu olurdu avuçlarımda.
Yeşil ipim de yoktu...
Yoksa bilirsin beni,
Yeşilini- yeşille birleştirirdim; tıpkım ağaçlar gibi,
Savururdu saçlarını göğe doğru,şöyle alımlı mı alımlı.
Ve biliyorum,
Biz alışmışızdır öyle
Her bir şeyimizi yamalaştırmaya...
Kelaynaklar gibi de ortalıklarda dolaşmaya.
Fakat niye hâlâ bu ısrarcı aciz duruş-
Hâlâ karşımızda inatlaşarak duruyor, tıpkı babamızmış gibi?
Ve neden, niçin gibi, sövüyor durmaksızın öyle ebemize karşı?
Tek bildiği siyah söküklermiş ve siyah renkmiş gibi,
Hiç durmadan alay edip,
Nahoş bir iz bırakarak:
Dikin, diyordu. Dikin!
Hadi be, öyle oyalanmayın!
Sizi mi bekleyeceğiz bütün gün?
O yamalara layık söküklerinizi dikin de yıkılın karşımızdan!
Dikilip karşımıza emredercesine,
Kibirli bir haykırışla "Dikin, dikin, dikin," diye...
İnledi durdu,babamızmış gibi.
Benim de ne beyazım kalmıştı,ne de yeşilim...
Döndüm ve grileştim ben de tıpkı sizin gibi.
Meral Meri / Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim /Sekizli Yol Ve Lotus Çiçeği
31.07.19.İst.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder