Siyaset

Siyaset
"Bir adamın herkese benzememesi için her şeyin yapıldığı bu aptal dünyada; herhalde imkansız diye bir şey yoktur gerçeğine sarılanlara da, düşmanca bakmak o derece abes kaçacaktır." Meral Meri

29 Ağustos 2019 Perşembe

Mustafa Cihat ~ Lila



Oysa ben sana İstanbul derdim
Onun kadar derin ve yalnız sevdim...

#MustafaCihat ~Lila #İstanbul 

27 Ağustos 2019 Salı

2Pac -Smile



'Hayat kaç yaşına geldiğinle değil, kaç mutluluk yaşadığınla ilgilenir.'

Meral Meri 
~
'Savaşlar için paraları var ama yoksulları doyuramıyorlar.'

Tupac Amaru Shakur

Sevmek ne uzun kelime! Derin deniz mavisi. Ne zaman geleceksin? Cemal Süreya

Sevmek ne uzun kelime!
Derin deniz mavisi.
Ne zaman geleceksin?
Cemal Süreya

Revolving Door ● Abel Korzeniowski

'Her hale hazırlıklı ol! Ne kadar bütünlüğün olursa o kadar iyi...' Meral Meri

'Her hale hazırlıklı ol!
Ne kadar bütünlüğün olursa o kadar iyi...'

Meral Meri

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde /Sonbahar


Sana sarı rüzgârlar gönderebilirim artık...
Sahada hakemlik yapabilirim...
Seninle karşılıklı soyunabiliriz demek bu.
Çünkü seni her zaman güneşe ısmarlayamam;
Biraz üşümeliyiz demek bu,
Biraz düşünelim,
Biraz arayalım,belki buluruz demek...

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde /Sonbahar

27.08.19. İst.

26 Ağustos 2019 Pazartesi

'Yalnızlığa ait değilim ki; kalabalığa ait hissedeyim kendimi.' Meral Meri


'Yalnızlığa ait değilim ki; kalabalığa ait hissedeyim kendimi.'

Meral Meri

24 Ağustos 2019 Cumartesi

'Homurtular saçarak, bir at gibi pıskırarak; duruluktan ve anlaşılmaktan söz edemezsiniz, zira o devir değişti.' Meral Meri

'Homurtular saçarak, bir at gibi pıskırarak; duruluktan ve anlaşılmaktan söz edemezsiniz, zira o devir değişti.'

Meral Meri

21 Ağustos 2019 Çarşamba

Meral Meri /Deniz Fenerine Yolculuk /Son Akşam Yemeği

Senin yanında olmaktan daha iyimser ne olabilir ki,
Son akşam yemeğinden sonra?
Şu anda ölecek olsam bile
Yine de dünyanın sonu gelmiş hissini- hissetmeni sağlardım...
Ve sen bilmezdin;
Aslında saatler önce bunu planladığımı...
Ve sana eşlik edeceğimi.
Artıklarla dolu bir masanın işlevi nasıl sona ererse
Öyle devrileceğimizi.
Ama sanmaki biz o kırılan vazonun ta kendisiydik;
Yoo...hayır, gelecek kaygısı hiç taşımadan...
O solmuş çiçeklerin yan yana duruş hali neyse,
Biz oyduk.
Bu giderek aptallaşmak filan değildi...
Yoo, bu düpedüz yanında olmanın ölüm kalım savaşına alet olmamasıydı.
Bu bir iyimserlikti.
Ve sana eşlik etmek.
Evet,tam olarak buydu;
Çiçeksi ve solgun bir şeyler...
Ve sonsuz bir gün batımı.

Meral Meri /Deniz Fenerine Yolculuk /Son Akşam Yemeği

22.08.19.İst.

18 Ağustos 2019 Pazar

Gabriel Fauré - Pavane


René Descartes ~Yöntem Üzerine Konuşma

Bizi inandıran şey, herhangi bir kesin bilgiden çok alışkı ve örnektir; bununla birlikte görüşlerin çokluğu ortaya çıkarılması biraz güç doğrular için hiç de değerli bir kanıt değildir, çünkü bir toplumdan çok, tek bir adamın onları ortaya çıkarması çok daha olasıdır.
René Descartes ~Yöntem Üzerine Konuşma

İnsan dinini tanımadan, kendini tanımadan "eline ,beline,diline" yöneliyorken sürekli ...ben nasıl olur da orası diyebilirim sadece? ... Meral Meri

...
O birine bağımlı olmadan her şeyle bağ kuran biri...
Yani tamamen özgün ve salt.
Sen böyle değilsin, o da böyle değildi...
Sizler birilerine bağlı olarak bir lisan elde etmişsiniz...
Ben bu değilim. O da değil...
O yüzden sizler sürekli kavga edecek bir şeyler bulabilir ve zamanı böyle değerlendirerek yaşayabilirsiniz...
Ama bunlar bana çok uzak şeyler...
Bu oyunlara çok kez zaman zaman katılsam da her zaman kürkçü dükkanına geri döndüm,yani kendime,yani içime yani dışımın aktığı o denizlere...
Ne yahudiler,ne ermeniler, ne hıristiyanlar ne o ne bu...
Ne kötü bir kalp ne de iyi bir yürek...
Hiçbiri bu dünyadan aykırı ve kopuk bir dengesizlik değilken ben nasıl olurda bir şey olabilirim tek başıma ya da birine bağımlı olabilirim gene tek başıma?
Şimdi anladın mı? Ben neden yapamam herkesle?
Neden tam olamam?
Neden yenilik diye o olamam? Çünkü ben zaten oldum... bittim ya da bitmek üzereyim...
Yeni bir doğum söz konusu değil benden...
Bundan dünyaca uzağız ve hala bir sav peşindeyiz.
İnsan dinini tanımadan, kendini tanımadan "eline ,beline,diline" yöneliyorken sürekli ...ben nasıl olur da orası diyebilirim sadece?
...

Meral Meri

scattered woman 25x25 watercolor by Meral Meri

scattered woman
25x25 watercolor
by Meral Meri

17 Ağustos 2019 Cumartesi

Meral Meri /Deniz Fenerine Yolculuk / Mektup Ve Yağmur

Ben geldim diyorsun yani...
Giderayak hem de?
Ama şiirler yazdım, şiirleri sana yazdım!
Okudum üfledim de öyle gidiyorum diyorsun yani?
Denize indim, ama bir simit alıp da öyle indim...
Bir martıyla sohbet ettim...
Ama o sendin; ben seninle ettim o sohbeti diyorsun yani?
Hem de giderayak?
Ama denizin kokusuna benzemez ki benim kokum;
Ben bir balık değilim.
Sonra simitçi Ahmet ağabeyin o çok taze o çıtır dediği simitleri de...
Falanları da filanları da değilim; hatta o çok övüne durduğu planları hiç değilim...
Kim olduğumu söylemediler mi sana?
Eğer söylemiş olsalardı,
Eğer bilmiş olsaydın;
Gidera
yak yazılmış şiirlere hiç yüz vermeyeceğimi iyi bilirdin.
Bence sana benimle ilgili hiçbir şey söylememiş...
Yazık, bu koskocaman İstanbul da ayıp etmiş canımmm gönlüme!
"Seni seviyorum!" demeden nerelere gidiyorsun a, yarim?
Hem kim dedi sana, benim mektuplarla aram iyi diye?
Bu koskocaman bir yalan...
Benim aram yağmurlarla iyidir; yağmur eteklerimdedir...
Otlarsa dizlerimde diz boyu güzeldir!
Deniz ise denizlerde güzeldir ancak.
Kim demiş,o gözlere de yakışır diye?
Onu diyen bir kere halt etmiş; diyemedin mi ki; bir daha böyle halt etmeyesin?
Bence arada sen de bir şeyler demelisin!

Meral Meri /Deniz Fenerine Yolculuk / Mektup Ve Yağmur

17.08.19. İst.

A rainy day in Istanbul, Edward Seago. English (1910 - 1974)

15 Ağustos 2019 Perşembe

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Savaş Üzerine Söyleyiş


Kış çiçeklerinin ezildiğini hayal edebilir misin?
Onlar ki, bahar bulutlarının gelip onları aldıklarını söylüyorlar yaşlı ağaçlara...
Birlikte ezilmiştik diyorlar, anımsıyor musunuz,kaygımızdan çok uzakta?
Hani çiğnenip ezilmiştik bir güzel düşmanla göz göze gelirken?
Hani başlarımız gövdelerimizden ayrılmıştı da
Ölüme eşlik eden morfinlerle bir güzel yıkanmıştık hani?
Kedersizdik bu acı dolu zambakların arasında...
Bu acısız fakat anlamsız bir ölümdü diyebilir miydik kendimize dostlarım?
Bizi unutmak isteyecekler...
Bizim varlığımızın kanı kurumuş, içi dolu kan çukuru hiç yoktu diyecekler.
Onlar ki, karadutlar arasında sarhoş olup ayırmışardır bizi denizaşırı.
Daha zengin olduklarını iddia ederek yapmışlardır bir de bunu.
Zenginlik neydi dostlarım?
Beyaz, küçücük bir kağıt parçasına dahi toplayamıyorlarsa bizi...
Bunun adına harita diyebilir miyiz yalnızca şimdi?
Onlar ki, kadehlerini tokuştururlardı yüzümüze sırıtarak.
Ve adalet derlerdi bize.
Nidalarını haykırırlardı zayıflığımıza karşı...
Zayıflık neydi dostlarım?
Saygın ve onurlu olmak mı?
Şefkatli ve mirasçıl?
Düşmansız ve sevgili?
Birinci ve ikinci miydi yoksa?
Ders alınacak ne çok şey vardı halbuki...
Yaralarımız açıktı ve kan çukurlarımızın etrafı hala büyük.
Ve devasa bir kalabalıkla ölüme yatan bizlerle doluydu.
Ölüm neydi dostlarım?
Savaşı güzel kılan neydi?
Onu baş tacı ederek, çiçekleri ezerek, soyunu kurutarak adlandıran neydi?
Bu harap edilmişliği kucaklayabilecek kadar-
Karnınız gibi, aklınızın da tok olması dileğiyle...
Kendinize geliniz ya da sevginize!
Sevmek neydi dostlarım?
Utanç çuvallarını suratımıza geçirip örtmek miydi?
Yoksa tarlalara ekilmiş tohumların baharına sakladığı o hasatlara gebe kalmış bir anne miydi?
Soruyorum sizlere?
Kendinize ayırabildiğiniz o zaman dilimleri içinde kimin türkülerini dinliyorsunuz?
Ki sürekli bir kargaşayı yaşam sayıyorsunuz kendinize.
Dostlarım, zamanınızın yarısını içinize doldurun diğer yarısını da dışınıza akıtın...
Doldurun ve akıtın ki dengeniz kurulsun...
Çünkü o yabancı türküler sizi ufacık bir kağıt parçasına dahi dahil etmeyecektir.

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Savaş Üzerine Söyleyiş

15.08.19.İst.

14 Ağustos 2019 Çarşamba

Giovanni Sgambati Mélodie de Gluck in D Minor

11 Ağustos 2019 Pazar

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde /Suyun Kenarı


Ben savrulan bir yonca gördüm
Rüzgârı- rüzgâr
Toprağı- toprak
Yağmuru-yağmur değildi...
Kimin nesiydi belli değil;
Hiç yerleşememiş çiçekli bir koltuk gibi
Yalnızdı, çıplaktı,sarsaktı.
Ve biraz da sararmıştı.
Yine de bir yoncaydı işte;
Tavşanlı mı desek, yoksa keçili mi?
O cinsten başına buyruk bir yoncacıktı işte.

Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde /Suyun Kenarı

9 Ağustos 2019 Cuma

Bir tarla kuşunun daha zamanı doldu... Meral Meri

Kalmadı ben de
Ne tohum ne de su
Bekle beni ey mezarcı
O sürgüsüz kapıda
Bir tarla kuşunun daha zamanı doldu...

Meral Meri

8 Ağustos 2019 Perşembe

Oktay Rİfat Horozcu~Evvel Zaman İçinde

Her ağacın arkasından karşıma siz çıktınız
Öylesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan
Rüzgarınız esiyordu dağ taş deli gibi
Savruldu kulelere dayadığım merdiven

Her köşebaşından karşıma siz çıktınız
Öylesine yoktunuz ki ağladım deliye döndüm
Kanınızla incelen taşlar yüzüyordu
Eski denizleri andıran bulutlarda

Sayısız gitmiştiniz ne yazık
Evvel zaman içinde gibiydiniz
Uzandım yerden usulca aldım gökyüzünü
Siz atmıştınız

Oktay Rİfat Horozcu~Evvel Zaman İçinde

Sennur Sezer~Mektup

Nicedir yazamadım
Hanginize yazmaya başlasam
Ötekine yazdıklarım karışıyor
Ya da düşündüğüm onca sözcük
Yazılınca sanki pıhtılaşıyor

Neyi özlediniz en çok
Gece göğe bakmayı ben de özlüyorum
Sokak lambalarından
Gök görünmüyor
Oysa yüzüne çarpar yıldızlar
Bozkırda göğe bakanın
Gün yarım bir mevsim İstanbulda
Büyümesi durmuşçasına çocukların


Başı döner kalabalığa girince
Nicedir uzakta olanların
Dün alıçlar gördüm de bir okulun önünde
İpe dizili dağ yemişlerini
Gençliğimizi anımsadım

Sokakta sesinizi duyar gibi oluyorum
Sanki biriniz hemen kapımı çalacak
Sofraya bir tabak daha koyuyorum

Sennur Sezer~Mektup
Yazko Edebiyat
Ocak 1983

Nazım Hikmet Ran -Meşgale

Öküzlerimin boynuzlarında aydınlanırken ortalık
Toprağı sürüyorum sabırlı bir kibirle
Çıplak ayaklarımda toprak nemli ve ılık.
Demir dövüyorum öğleye kadar
Kırmızıya boyanıyor karanlık.
Yapraklarında yeşilin en güzeli,
Zeytin devşiriyorum ikindi sıcağında
Üstüm başım, yüzüm gözüm ışık.
Her akşam mutlaka misafirim var,
Kapım bütün şarkılara alabildiğine açık.
Geleceyin suya diz boyu girip
Çekiyorum denizden ağları:
Yıldızlarla balıklar karmakarışık.
Benden sorulur oldu dünyanın hali artık:
İnsan ve toprak, karanlık ve aydınlık.
Anladın ya işim başımdan aşkın,
Beni lafa tutma, gülüm,
Ben sana aşık olmakla meşgulum.

Nazım Hikmet Ran -Meşgale

#Çolpanİlhan  #SadriAlışık

Yannis Ritsos ~İkimiz


El sıkıştığımız anda
Rüzgarın avuçlarımız arasında sıkıştığını duymadın
Belleğin kendini hazırlamasıydı bu aslında
Buluşmadan önceki ayrılıştı,duymadın...

Eksiksizdin sen;
Bütün çıplaklığına sarılmış,
Bir orman yangınındaki ağaçlar gibi
Onurlu ve korumasız...

Yannis Ritsos ~İkimiz

Çeviri : Cevat Çapan

Pink Sufi - acrylic 30x30 Artist: Meral Meri




4 Ağustos 2019 Pazar

İnsan eksilince her şeyi daha iyi ve açık görüyor. Ve dolaysız ve hürriyet dolu. Tam olmak ise zenginlikti, lükstü, şımarmaktı düpedüz ve körleşmekti. Halbuki tersi olmalıydı; ama yine de dolaysız bir hürriyetle... Meral Meri

İnsan eksilince her şeyi daha iyi ve açık görüyor.
Ve dolaysız ve hürriyet dolu.
Tam olmak ise zenginlikti, lükstü, şımarmaktı düpedüz ve körleşmekti.
Halbuki tersi olmalıydı; ama yine de dolaysız bir hürriyetle...

Meral Meri

Meral Meri ~ Horozlar Ötüyordu

İnsan ki, yürümeli her gün.
Ölüm uykusundan kalkmalı.
Örtmeli belinden aşağı peştamalı.
Ve bilmeli çarkıfelek çiçeğini.
Demirhindi ağaçlarını görmeli.
Çekmeli zikrini...
Fosforlu o ufuk çizgisini sezinlerken.
P'u'nun da dediği gibi:Bu kuyuda gördüklerin yalnızca ölülerden ibaret değildir...
Yaşamı yadsıma,onu aşağılayıp tokatlama.
Bu bir arsenik de değildir, onunla kıyaslama.
Bu olsa olsa, ya da olması gerekse narenciye-
Ya da mercanköşkü olurdu- ya da olmalıydı.

Meral Meri ~ Horozlar Ötüyordu

Artist: Saturnino Herrán

1 Ağustos 2019 Perşembe

Meral Meri / Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / Mavi Işıklar Altında

Merdivenleri bilirdin sen,
Onlar ki; her zaman değişirdi anılar arasında...
Tıpkı kamburlu bir gövde gibi.
Ve daima tutunacak bir şeyler ararcasına...
Şişeler toplardın sen gözlerin kapalı;
Esrik de olsalar yine de fırlatıp atılmış mavi ışıkların vardı bir köşede yanıp duran.
Sen onları şekerlerini emen bir kahveye benzetirdin.
Ve farelerin doğum yapmışlığına.
Niçin bilmem, anlamak da güç...
Tuzaklara boyun eğmeden yaşamaktan bahsederdi hep kuşların.
Rüzgardı derdim, rüzgardır o
Yaprağına fısıldayan mevsimler gibi.
Her gün yaptığın nedir ki, kalabalık isimler arasında kaybolmaktan başka derken,derken...
Gün yine sona ererdi ve sen,sen yine de uyanmazdın...
Ben,ah ben, ben ise bu merdivenleri öğrenmişliğimle kalmıştım.
Zira ışıklar bana uzaktı anılar ise çok yakın.

Meral Meri / Kendi Derinliğimin Ötesine Gittim / Mavi Işıklar Altında

02.08.19.İst.