Kış çiçeklerinin ezildiğini hayal edebilir misin?
Onlar ki, bahar bulutlarının gelip onları aldıklarını söylüyorlar yaşlı ağaçlara...
Birlikte ezilmiştik diyorlar, anımsıyor musunuz,kaygımızdan çok uzakta?
Hani çiğnenip ezilmiştik bir güzel düşmanla göz göze gelirken?
Hani başlarımız gövdelerimizden ayrılmıştı da
Ölüme eşlik eden morfinlerle bir güzel yıkanmıştık hani?
Kedersizdik bu acı dolu zambakların arasında...
Bu acısız fakat anlamsız bir ölümdü diyebilir miydik kendimize dostlarım?
Bizi unutmak isteyecekler...
Bizim varlığımızın kanı kurumuş, içi dolu kan çukuru hiç yoktu diyecekler.
Onlar ki, karadutlar arasında sarhoş olup ayırmışardır bizi denizaşırı.
Daha zengin olduklarını iddia ederek yapmışlardır bir de bunu.
Zenginlik neydi dostlarım?
Beyaz, küçücük bir kağıt parçasına dahi toplayamıyorlarsa bizi...
Bunun adına harita diyebilir miyiz yalnızca şimdi?
Onlar ki, kadehlerini tokuştururlardı yüzümüze sırıtarak.
Ve adalet derlerdi bize.
Nidalarını haykırırlardı zayıflığımıza karşı...
Zayıflık neydi dostlarım?
Saygın ve onurlu olmak mı?
Şefkatli ve mirasçıl?
Düşmansız ve sevgili?
Birinci ve ikinci miydi yoksa?
Ders alınacak ne çok şey vardı halbuki...
Yaralarımız açıktı ve kan çukurlarımızın etrafı hala büyük.
Ve devasa bir kalabalıkla ölüme yatan bizlerle doluydu.
Ölüm neydi dostlarım?
Savaşı güzel kılan neydi?
Onu baş tacı ederek, çiçekleri ezerek, soyunu kurutarak adlandıran neydi?
Bu harap edilmişliği kucaklayabilecek kadar-
Karnınız gibi, aklınızın da tok olması dileğiyle...
Kendinize geliniz ya da sevginize!
Sevmek neydi dostlarım?
Utanç çuvallarını suratımıza geçirip örtmek miydi?
Yoksa tarlalara ekilmiş tohumların baharına sakladığı o hasatlara gebe kalmış bir anne miydi?
Soruyorum sizlere?
Kendinize ayırabildiğiniz o zaman dilimleri içinde kimin türkülerini dinliyorsunuz?
Ki sürekli bir kargaşayı yaşam sayıyorsunuz kendinize.
Dostlarım, zamanınızın yarısını içinize doldurun diğer yarısını da dışınıza akıtın...
Doldurun ve akıtın ki dengeniz kurulsun...
Çünkü o yabancı türküler sizi ufacık bir kağıt parçasına dahi dahil etmeyecektir.
Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Savaş Üzerine Söyleyiş
15.08.19.İst.